- Kontağı çevirir çevirmez trafikte, kurt dalmış koyun sürüsü benzeri bir etki oluşturacağıma...
- Takip mesafesi kısaldıkça ön cama yapışacağıma, saç topuzum bozulmasın diye geri giderken bile mümkün mertebe kafayı döndürmeyeceğime...
- Aramızda bir fırkateyn geçecek kadar yer olsa da, diğer araca uzun bir korna çalarak çekilmesini, yaklaşmamasını, yanaşmamasını talep edeceğime...
- Park yerinde, görevliyi gel, toplaaa, huoop sağ yap sağ yap...tekrarlarıyla delirtip en sonunda “Abla kalsın, öyle bırrraak” dedirteceğime...
- Tek başıma park etme durumunda, kırk ve üzeri manevra yapacağıma, en imkansız kombinasyonları deneyeceğime, yine de gerisi dışarıda, arka lastik kaldırımda tarzı modern yaklaşımlar sunacağıma...
- Belediye otobüsleri, dolmuşların arkasından gidip onların durduğu her durakta onlarla birlikte bekleyeceğime ve Akmıyo bu trafik ayol diye sızlanacağıma...
- Yokuşlarda aracı kaydıracağıma, ter ve göz yuvalarımı büyüterek daha da elimi ayağıma karıştıracağıma, nasıl olsa arkadan vuran 8’de 8 suçlu düşüncesiyle rahatlayacağıma, kalkarken stop etmesin diye köküne kadar gaza yüklenip pati yapacağıma...
- Kullanılan aracın zarar görmesi halinde eşe, babaya, polise “Napıyım yaaa, frene basamadım işte” diyeceğime, hatta “Benden kıymetli mi” tribiyle küseceğime and içerim...