Asırlar Kadar Uzaksın...
Neşelerim gideli çok oldu, elimde hüzün tanecikleri. Sevgiler yerine kalbime kül doldu, ardımda geçmişin parmak izleri. Gitmelerden kalan, bitmez tükenmez bir hasret, günlerimin doğuşunda güneşte balçık var. Sensizliğin doğurduğu acılarım, karıştı yağmurlara ve her damlada balyoz oldu vurdu kalbime. . .
Yazılarım öksüz artık, anlamları yok. Sen gittin ya, artık benim yaşamama gerek yok. Işığını kaybeden bir insan, nasıl karanlıkta yolunu bulamazsa, sırtına bindirilen yükü, bir hamlede üstünden atamazsa, gittiği yoldan dönemezken, yalnızlığın acı türküsünü mırıldanıyorsa, işte hayat bitmiştir o zaman benim için. İşte o zaman bir daha filizlenmez baharım, işte o zaman gidenlerin ardından ağlarım, işte o zaman yas tutup geceleri gündüzlere katarım… Giden gittiğinde, nereye olduğunun önemi kalmaz artık. Gitmiştir, arkasından ağlamaktan ve gözyaşlarını ona adamaktan başka bir şey gelmez elinden, yok olursun. Sevda bu mudur diye sorarsın kendine sonra, bu mudur? O giderken, sen hareket bile edemeden, gidişini seyretmek midir sevda? Ardından karalar bağlayıp, onu başkalarının kollarında gördüğünde kahrolmak mıdır sevda?
Sevilmekle başlar insan hayata da, peki neden sevmekle son verir ki? Gözlerinde güneşi gördüğü kişiyi, neden her keresinde, yeniden kaybeder ki? Göremediği duvarların ardını bilemezken insan, ne var ne yok orada acaba, belki kocaman bir yılan, belki asırlar boyu hiç bozulmayacak kadar saf olan bir sevgi, bu ucu bucağı belli olmayan muammanın tam ortasına, neden yerleşmiştir ki? . .
Sevinçlerini yaşayıp, mutlu olabilmek için çırpınırken, neden her defasında bir çapanoğlu çıkıp da huzurunu kaçırır ki? . .
Uzaksın bana artık sevgilim, burnumun dibindesin, ama asırlar kadar uzaksın. . .
Gözlerin eskisi gibi bakmıyor artık gözlerime, beni ne kadar sevdiğini söylemiyorsun. Öyle üzgünüm ki, biz böyle mi olacaktık, böyle mi kopacak, böyle mi ayrılacaktık? Anlatamadıklarım var, söyleyemediklerim, dilimin ucundayken vazgeçtiklerim var, gidemememe sebepler var, anılar, geçirilen iyi ya da kötü günler var. Nedir beni sana böyle bağlayan, nedir vazgeçmemem için hiç durmadan savaşan? Yoksun, uzaksın sevgilim, burnumun dibindesin, ama asırlar kadar uzaksın. . .