Gömülü Hazine - Cengiz AKALIN

"Kim o"
"posta"
"bir dakika geliyorum"
"hanfendi mektubunuz var"
"nereden"
"Istanbul"
"teşekkür ederim"
"iyi günler"
"mektubun üstünde isimde yok, kimden gelmiş olabilir acaba"
Merhaba sevgi çiçegi...

Çok düşündüm ve bu mektubu sana yazmaya karar verdim.Umarım iyisindir...Bu mektubu aldıgında ben çok uzaklarda olucam..
Kısaca,bu hayatta benim için çok önemli olanve ömrümce biriktirmiş oldugum hazinemi ancak sana emanet edebilirim.Çünkü o hazinenin kıymetini en iyi sen bilirsin..Hazinenin yerini diger kagıtta görebilirsin...O yere gittiginde hazineyi gömülü oldugu yerden çıkarıp alabilirsen almanı istiyorum...
O hazinede benim terim ve benim emegim var...Umarım kıymetini bilirsin...
Kendine iyi bak.Tüm mutluluklar seninle olsun...Hoşça kal...

Seni Çok Seven...


"yine ne yapmak istiyor bu deli.Neyse zamanı geldiginde anlarız"
Ertesi gün..

"Alo baba, sana bir adres vericem.Oraya gidip bana oradan tel açarmısın.Benim için çok önemli".
"Tamam kızım,bugün biraz işlerim var.Sen adresi ver ben yarın ilk iş olarak oraya giderim. Bu kadar önemli ne olabilirki".
"Bende bilmiyorum baba,oraya gittiginde bende ögrenicem".
"Sen nasıl istersen kızım".
"Teşekkür ederim babacıgım".
"Görüşmek dilegiyle kızım kendine iyi bak".
O gün onun için oldukça heyacanlı ve sıkıcı geçiyordu.İçerisinde tarifi imkansız bir sıkıntı ve birazda heyacan vardı.İçi içine sıgmıyor ve ne yapmak istiyor diyede kendi kendisinede sorup duruyordu.Uzun zaman olmuştu onunla görüşmeyeli ve bunun üzerinede sır dolu bir mektup ve sır dolu bir hazine.Bu ne olabilirdi...
Akşama kadar bunları düşünmüştü.Sonra,yatagına yattı ve onunla geçirdigi günleri düşündü.Yüzünde gülümseme olmuştu.Sonra birden yine yüzü asılmış ve gözlerinin kenarlarında yaşlar oluşmuştu.Aslında çok sevmişti onu.Neden ayrıldıklarınıda bir türlü çözememişti.Onun hiç bir suçu yoktu.Ayrılıgı isteyen ben oldum diye düşündü.O halde derin bir uykuya daldı.
Sabah erkenden kalktı.İşe gitmesi gerekiyordu.Hazırlandı fakat ayakları gitmek istemiyordu.Sanki yere çivilenmişti.Sonra telefonu eline aldı ve iş yerini aradı.bugün kendisini iyi hissetmedigini ve işe gelemeyecegini söyledi.
Zaman bir türlü geçmek bilmiyordu.Tekrar telefonu eline aldı ve babasını aradı.
"Alo baba ne yaptın gidebildinmi o adrese".
"Kızım şu an yoldayım.Birazdan orada olurum".
"Tamam babacıgım,senden haber bekliyorum".
"Gider gitmez ararım,fakat bu ne heyacan kızım.Bu kadar heyacanlanacak ne var burada."
"Bende bilmiyorum baba,gittiginde ögrenicez".
"Az kaldı zaten oraya gittigimde ararım seni".
"Tamam".
Uzun zamandır sigara içmemişti.kalkıp bir sigara yaktı ve evin içerisinde bir oyana bir buyana dolaşmaya başladı.
Bir taraftanda gözü telefondaydı ne zaman çalıcak bu kahrolası telefon diye mırıldandı.Sigaradan derin bir nefes çekti ve öksürmeye başladı.Uzun zamandır içmeyince dokunmuştu.banyoya gitti elini yüzünü yıkadı.Dişlerini fırçaladı.Kulagı halen telefondaydı.
Tekrar odaya geçti, tam koltuga oturdugu esnada telefon çalmaya başladı.Büyük bir heyecanla yerinden fırladı telefonu eline aldı.
"Alo bugün işe gelmemişin yoksa hastamısın".
Arayan iş yerindeki bayan arkadaşıydı.Hayal kırıklıgı yaşayan bir sesle
"bugün kendimi iyi hissetmiyorum onun için" dedi.Konuşmaya başladılar fakat çok kısa cevaplar veriyordu,bir an önce telefonu kapatsın diye.Nihayet konuşmaları bitmişti.Telefonu kapattı.kapattıgı andada telefon tekrar çalmaya başladı.Önce derin bir nefes aldı,bu sefer elleri telefona titreyerek gitti.Yavaşça kaldırdı ve titrek bir sesle
"alo" dedi.
"Kızım şuan ben o adresini verdigin yerdeyim ve dedigin o taşı arıyorum".
"Baba dedigine göre orada olmalı beyaz bir taş demiş.Büyük çınar ağacının altındaymış".
"daha önce söylesene kızım evet şurda çok büyük bir çınar ağacı var.Bir saniye oraya gidiyorum.Evet kızım geldim ve şu an taşın yanındayım".
Büyük bir heyacanla babasına sordu.
"baba ne yazıyor taşın üzerinde".
"kızım bende birşey anlayamadım.istersen resmini çekip gönderiyim sen bak oku belki sen anlarsın".
"tamam baba hadi bekliyorum".
"teli kapatıyorum kızım çekip hemen gönderiyorum".
Telefon kapanmıştı.İçerisindeki heyacan daha çok büyümüştü.Hatta o kadar büyümüştüki göz yaşlarına hakim olamamıştı."Ne yapmak istiyorsun sen yine deli,neeeee" diye kendi kendisine söylendi.Bir taraftanda babasından gelecek olan mesajı bekliyordu.Pc sini açtı,telefonunu pc ye bagladı.Şimdide mesajı bekliyordu.Nihayet mesaj sesini aldı ve hemen mesajı pc ye aktardı.Resmi görür görmez derin bir nefes aldı ve rengi sarardı.Aman Tanrım!!!
Resmimde bir mezar taşı ve üzerinde şu yazıyordu...

En büyük hazine, sevilmektir.Seni Seviyorum. Yazılıydı...
Bu resimi görür görmez babasını aradı.
"Alo baba burası neresi"
"Kızım burası bir mezarlık".
"Aman tanrım,nasıl olur"
"Bende şaşırdım kızım.Sanırım burada bahsettigi hazinede sensin".
"Nasıl benim baba anlayamadım".
"Anlayamıyacak bir şey yok kızım.En büyük hazine sevilmektir diyor ve arkasındanda seni seviyorum diyor.Sende sevilen olduguna göre demekki hazine sensin.Ayrıyetende sana resmi gönderdikten sonra buradaki görevliyle görüştüm.Ölmeden önce tüm organlarını bagışlamış,yanlız kalbi verilecek kişinin gözleri görmeyen birisi olursa önceligin onun olmasını istemiş.kalbinide gözleri görmeyen birisine vermişler".
Göz yaşları ve hıçkırık içerisinde
"Neden böyle bir şeyi istemiş".
"Bilmiyorum bende anlam veremedim".
"Baba o kalbi verilen kişiyi bulabilirmisin,bu benim için çok önemli".
"Bilmiyorum ama araştırırım".
"Bul onu baba lütfen bul".
"Bulmaya çalışıcam".
Telefonu kapattıktan sonra hıçkırıklar içerisinde ağlamaya başladı.Bir taraftanda "ne yaptın sen deli neee"diye bagırıyordu.Daha sonra yatagına uzandı.Geçmişte yaşananları düşünmeye başladı.Bunun bir anlamı olmalıydı fakat ne? Bir türlü çözemiyordu.Gözleri şişmişti.O düşünceler içerisindeyken uykuya dalmıştı.
Telefonun sesiyle uykudan uyandı,koşarak telefona gitti.
"Alo"
"Kızım o kişiyi buldum".
"Evet baba birşey bişliyormu pekiyi".
"Kızım kalbi verilecek kişiye verilmesi için bir mektup yazmış".
"Ne yazmış baba onu söylermisin".
"Kalbimi gözleri görmeyen kişiye vermemin nedeni,içerisindeki sevgiden ve aşktan oluşan hazineye,başka bir sevgi ve aşk girmesin diye demiş".
"O kalbe ben çok sevdigim kişiyi görerek yerleştirdim, başkasının girmesini istemiyorum demiş".
"Anladım baba,hemde çok iyi anladım".

Sevmenin ve sevilmenin degerini zamanında görmeniz ve kıymetini bilmeniz dileklerimle...

YAZAN:Cengiz AKALIN...